Hani bazen bebek, çocuk, erişkin fark etmez, kulak önünde bir et parçası görürsünüz; veya dikkatli baktığınızde kulak önünde minicik bir delik vardır… Çocuk cerrahının seyir defterinde bu seyirde size “preauricular skin tags ve pits” dediğimiz bu kulak önündeki embryolojik dönemden kalan yapıları, neden, ne zaman müdahele edilmesi gerektiğini, yol açabilecekleri problemleri anlatacağım.
Tam Türkçeye çevirmekte zorlanıyorum. Önce kulak önü çukur, delik veya preaurikular sinüslerden biraz bahsedeyim. Adı üzerinde kulak önünde yer alıyorlar, sıklıkla sağda ama %25-50 kadar her iki kulakta birden olabiliyorlar. Toplumda %0.5-1 gibi bir oranda varlar ve ailesel geçiş olduğu biliniyor.
Bazı önemli durumlarla birliktelikleri olabiliyor; sağırlık, böbrek anormallikleri, ve diğer doğuştan anormallik ve sendromlar gibi.
Biraz daha açayım. Bir bebekte kulak önü delik varsa kulak tarama testlerini asla atlamamamız, eşlik edebilecek sendromlara, yüz-kafa anormalliklerine dikkat etmemiz gerekiyor. Özellikle her iki kulak önünde birden mevcutsa…
Kulak önü delikler %3-10 kadar olguda diğer doğuştan anormallikler ve sendromlarla beraber olabiliyorlar.
Böbrek anormalliği eşleşmesi çok soruluyor. İzole sadece kulak önünde delik varsa, yani diğer muayeneleri, yüzü, kafası, kulakları normalse genel toplumdan farklılık göstermedikleri biliniyor.
Nasıl tedavi ediyoruz? Eğer sorun çıkarmıyorlarsa dokunmak çok şart değil.
Ama fotoda gördüğünüz gibi akıntı oluyor, enfeksiyon gelişiyorsa çıkarmak gerekiyor. Çıkarırken de, nüks olmasın diye deliği, delik altında sıklıkla bulunan kistik yapıyı ve alttaki kıkırdağı hep beraber çıkarıyoruz. Günübirlik yaptığımız, bizi çok zorlamayan bir ameliyat, sadece çocuk cerrahisinin her ameliyatı gibi ince iş.
Bir de kulak önü çukurun tam tersi, yanda fotoda görüldüğü gibi kulak önü et benleri, yani preaurikular skin tagler var. Bunlar yine kulağın hemen önünde, bazen bir cilt uzantısı, bazen de kıkırdağı andıran yapılar şeklinde görülüyorlar. Eminim yolda, otobüste, kalabalıkta bir çok sefer görmüşsünüzdür. Aynı kulak önü çukurlarda olduğu gibi, sağırlık eşlik edebileceğinden yenidoğanın rutin kulak tarama testinden geçtiğinden emin olmamız gerekiyor. Bazen sadece bu et benleri bir çok genetik sendromun ilk habercisi olabiliyor.
Yine börek anormalliği eşlik edebilmesi durumunu biraz açıklamaya çalışayım.
Eğer kulak önünde problemi olan bir çocuğun eşlik eden başka bozukluğu mevcutsa, ailede sağırlık öyküsü veya ailede böbrek problemleri varsa, annede hamilelik şekeri geliştiyse ultrason ile olası böbrek patolojileri araştırılmalı diye düşünüyoruz.
İzole kulak önü problemlerde de tetkik yapılmasını önerenler var. Mesela İstanbul’da yapılan bir çalışmada 46 izole kulak önü et beni olan hastanın %2’sinde böbreklerde genişleme fark edilmiş. Onun için izole olanlarda bile ultrasonla araştırılmasını önermişler ama bir başka çalışmada izole kulak önü lezyonu olan 108 çocukta eşlik eden sendrom olup olmadığı bir genetikçi tarafından araştırılmış. Gerçekten izole olanlara 1 aylıkken ve 3 aylıkken böbrek ultrasonu yapılmış. Aynı şekilde sağlıklı 95 bebeğe de ultrasonla aynı zamanda bakıldığında birinde %2, diğerinde %3 böbrekte genişleme saptanmış. İzole olanlarda böbrek ultrasonu ile tarama yapılmasına gerek yok denilmiş. Tıptaki bir çok konuda olduğu gibi net bir görüş birliği yok. Bizim yaklaşımımız da ek doğuştan anomali sendromlarını düşündürecek bulgular yoksa, izole olanlara ek tetkik istememe yönünde.
Nasıl tedavi ediyoruz? Sıklıkla kozmetik nedenlerden dolayı, okulda, yuvada alay konusu olmadan çıkarıyoruz. Zor bir ameliyat değil. Altta sıklıkla yer alabilen kıkırdak dokusu da çıkarılınca daha güzel iyileşiyor.
Bir seyrimizin daha sonuna geldik.
Mutlu kalın.
Prof. Dr. Egemen Eroğlu
Mart 2024