Pandemi süreci maalesef hala bitmedi. Çocuklarımız hala evde, hareketsiz. Sürekli bilgisayar başında oturuyorlar. Sürekli oturunca da pilonidal sinüs, ya da halk arasında kıl dönmesi problemiyle karşılaşıyorlar. Çocuk cerrahının seyir defterinde pilonidal sinüsü anlatmaya çalışacağım.
Kuyruk sokumu bölgesinde cilt altında biriken kıl ve deri döküntülerinin oluşturduğu bir yumak kötü kokuya, akıntıya, enfeksiyona ve ağrıya neden oluyor. Zaten latince pilonidal sinüs adı da buradan geliyor; yani kıl yuvası. Hangi mekanizmayla kılların kuyruk sokumunda deri altında biriktiği tam olarak bilinmiyor. Ama yapılan çalışmalarda saçı boyalı kişilerin ameliyat sonrası çıkarılan kıl yumaklarının içerisinde boyalı saç kılları bulunması, köpek bakıcıları, berberler gibi kıla fazla maruz kalan kişilerde çok görülmesi, ve en sık görülen yerin kuyruk sokumu, yani vücutta bedenin her iki kalça eti ortasındaki kör bölgesi olması mekanik etkenleri ön plana çıkarıyor. Bir de kılın mikroskobik yapısı pisi otu gibi, hani çocukken elimizle hareket ettirirdik hep ileri doğru giderdi ya… Onun için sert saçlı yapısı olanlarda daha fazla görünüyor. Sonuçta başlıca risk faktörler hareketsiz, sürekli oturularak geçirilen yaşam tarzı (pandemi sürecinde çocuklarımız gibi), şişmanlık, sık travma ve tahriş, güçlü ve bükülmeyen bir saç yapısı, ve kıllı ve çok terleyen bir bünye.
Son söylediklerim ergenleri hatırlatıyor değil mi?
Pilonidal sinüs hastalığının yetişkin hastalığı olduğu düşüncesi yanlış. Güçlü kıllar, terleyen kıllı beden…
En sık ikinci ve üçüncü dekatta görülmekle beraber, genelde 30’lu yaşlardan sonra görülme sıklığı azalıyor. Çocuk cerrahı olarak bizi ilgilendiren ergenler, ortalama 15 yaşında görülme sıklığı binde 1.2. Az değil.
Akut veya kronik enfeksiyonlardan korunmak için bu kıl yumağını, kıl yuvasını, yani pilonidal sinüsü tamamen çıkarmak gerekiyor. Eğer bir rahatsızlık için çok fazla cerrahi tedavi tekniği varsa, altın standart oluşmadıysa bilin ki cerrahlar hala sonuçlardan tam mutlu değiller. Nitekim pilonidal sinüste de durum böyle. Size bütün cerrahi teknikleri anlatmayacağım. Ama son yıllarda cerrahi yaklaşım daha küçük girişimlere kaymakta. 2020 Nisan ayında Journal of Pediatric Surgery’de trefin ile sinüsün çıkarılmasının geniş cerrahi ile karşılaştırılmasında nüks oranında belirgin farklılık olmasa da daha az komplikasyon olduğu saptanmış. 2021 Mart ayında Surgical Endoscopy dergisinde endoskopi ile görülürek pilonidal sinüsün temizlenmesi ve yıkanmasının yüne nüks oranında farklılık yapmamasına rağmen kolaylığı, düşük maliyeti ön plana çıkarılmış. Bu ay, Nisan 2021 de Pediatric Surgery International’da çocuklarda yuva içerisine ortalama 2-4 seans kristalize fenol verilerek %90 üzerinde başarı olduğu rapor edilmiş. Yine bu makalelerin linklerini aşağıya yazdım.
Biz ne tercih ediyoruz?
Fenol çok zararlı etkileri olabilecek bir madde. Almanya gibi bazı ülkelerde kullanımı yasak. Ciltte yanıklar oluşturabiliyor, çocuklarda genel anestezi verilmeden yapılamıyor ve tek seansta bitmiyor. Ama genel cerrahi yayınlarında güzel sonuçlar var. Biraz daha bilgi birikimi olursa kullanabiliriz. Endoskopik temizleme ve trefin ile çıkarma teknikleri çok kolay ve şu ana kadar aldığımız sonuçlar yüz güldürücü. Tabi mutlaka düzgün bir kıl temizliği, epilasyon eşlik etmeli. Detayları doktorunuz size anlatacaktır. Ama her an yeni bir teknik ortaya çıkabilir çünkü nüks oranları hemen hepsinde aynı. Zaten onun için minimal girişimler ön plana çıkmaya başladı.
Siz en iyisi çocuklarınıza hareketli bir yaşam sunun, sürekli oturmasınlar.
Bir seyrin daha sonu.
Yazdıklarımı youtube kanalımdan izlemek isterseniz tıklayın, bizi instagramdan takip edin.
Ve mutlu kalın.
Prof. Dr. Egemen Eroğlu