Önce hemen başlık sorusunun cevabını vereyim: Evet, çocuğunuzun safra kesesinde taş olabilir.
Çocuk Cerrahının Seyir Defteri’nde size çocuklarda görülen safra kesesi taşlarından bahsetmek istiyorum.
Erişkinlerde en sık görülen sindirim sistemi hastalıklarından birinin safra kesesi hastalığı olduğunu biliyoruz. Çocuklarda daha az sıklıkla görülmekle beraber, özellikle karnın sağ üst tarafında ağrı varsa mutlaka akla getirilmesi gerekiyor. Erişkinlerle çocuklar arasında minik farklılıklar var.
Konuyu biraz açayım. Erişkinlerde en fazla görülen safra taşları kolesterol safra taşları. Kolesterol safra, bilirubin, proteinler ve karbonatla birleşip taşlaşıyor. Oysa çocuklarda kolesterol taşları üçüncü sıklıkta görülüyor. Çocuklarda birinci sırada, safranın bazı kalsiyum tuzlarıyla karışmasından kaynaklanan siyah pigment taşları bulunuyor. Bu duruma da en çok bazı kan hastalıkları eşliğinde veya damardan beslenme sonrasında rastlanıyor. Çocuklarda safra kesesi taşlarında ikinci sırada da kalsiyum karbonat taşları var, ki bu erişkinlerde çok nadir.
Yani çocuklarda safra kesesi taşı oluşabilmesi için altta yatan bir neden olması gerekiyor. Mesela kan hastalıkları, karaciğer-safra yolları problemleri, şişmanlık, uzun süreli damardan beslenme, karın cerrahisi, travma, ince barsak çıkarılması, Crohn hastalığı, sepssi ve hamilelik gibi. Ayrıca daha az olmakla beraber, akut böbrek yetmezliği, uzamış açlık süreleri, düşük kalorili beslenme, ve hızlı kilo kaybı da safra kesesinde taş oluşumuna neden olabilir. Bazı antibiyotiklerin kullanımı, bazı genetik hastalıklar da ayrıca nedenler içerisinde.
Bütün bu saydığım nedenlerden dolayı, çocuklarda safra kesesinde taş görülebiliyor ve görülme sıklığı gittikçe artıyor. Tahmini görülme sıklığı %1-2 arası ama tam olarak bilinmiyor çünkü en sık oluşturduğu özelliksiz karın ağrısı şikayeti sıklıkla göz ardı ediliyor. Yine de artan ultrasonografi kullanımı ve büyüyen şişmanlık problemi nedeniyle sıklık gittikçe artıyor. Tabi bazı kan hastalıklarında durum farklı. Mesela orak hücreli anemide görülme sıklığı normal toplumdan fazla. Bu hastalığı olan çocukların 20 yaşına kadar neredeyse yarısında oluşuyor. Zaten çocuklarda görülen safra kesesi taşlarının neredeyse %20-40 kadarı kan hastalığı olan çocuklar.
Ergenlik öncesi kız ve erkeklerde eşit oranda görünürken, ergenlik sonrası kızlarda daha fazla oluyor.
Safra taşlarının çocuklarda neden olabilecekleri problemler aslında erişkinlerden çok farklı değil. Gerçi erişkinlerde %80 kadarı asemptomatikken, bu oran çocuklarda %40’lara düşüyor. Yine de yaklaşık 10 yıl kadar hiç sorun çıkarmıyorlar. Daha sonra kronik karın ağrılarına, mide bulantısı ve kusmalara neden olabiliyorlar. Bazen küçük olanlar safra yoluna düşüp tıkanıklık yapabiliyor, safra kesesinde veya safra yollarında iltihaba neden olabiliyor, pankreatit, hepatit, hatta barsak tıkanıklıkları bile oluşabiliyor. İşte iş bu sorunlar çıkmadan müdahele zamanını iyi organize edebilmekte.
Biraz önce bahsettiğim orak hücreli anemi gibi kan hastalığı varsa cerrahi yapıp, laparoskopik olarak safra kesesinin alınması şart. Diğer durumlarda, problem çıkarmayan safra kesesi taşlarında sadece takiple gerileme görülebiliyor. Çocuklarda ursofalk dediğimiz bir ilaçla oluşabilecek klinik yakınmaların %80 kadar gerileyebileceğini biliyoruz. Ama tam gerileme sadece %7 hastada olabiliyor, bunların da %50’sinde tekrar ediyor. Onun için medikal ilaç tedavisi daha çok cerrahi yapılamayacak veya cerrahi istemeyen çocuklara uygulanabiliyor. Yoksa bu durumun en kesin çözümü cerrahi.
Zor bir ameliyat değil. Genelde 1 günde hastanın taburcu edilebildiği, karına yerleştirdiğimiz bir kamera ve aletler ile yapılan, “laparoskopik kolesistektomi” denilen bir ameliyat. Enteresan olarak yine de %4-5 hastada, safra kesesi alındıktan sonra da karın ağrısı gibi şikayetler görülmeye devam edebiliyor. Yani şikayeti olmayan çocuklarda, kan hastalığı yoksa, cerrahi standart tedavi değil. Ameliyat sonrası olabilecek komplikasyonları da düşününce hastaları iyi seçmek gerekiyor.
En iyisi safra keseinde hiç taş olmaması tabi. Neler yapılabilir?
Yağlı besinlerden uzak durulacak.
Aşırı kilo alımı, şişmanlık engellenecek.
Egzersiz yapılacak. Sadece egzersizin semptom oluşturan safra kesesi taşlarını %20 kadar azalttığı biliniyor.
Bu seyrimizi de böyle bitirelim.
Mutlu kalın,
Prof. Dr. Egemen Eroğlu
Kasım 2024